Bülent Turan: Adeta Meydanlar Konuşuyor

Bülent Turan: Adeta Meydanlar Konuşuyor

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, referandum sürecinde meydanlardaki ilgiye dikkat çekerek “Tayyip Bey özel bir lider. Referandumla ile ilgili sürece baktığımızda tabiri caizse Tayyip Bey değil de meydanlar konuşuyor. Seçimden bir tık üstte bir hava var meydanlarda” dedi.

Referandum sürecini değerlendiren Bülent Turan, son dönemde sıkça dillendirilen “Yeni sistemle Recep Tayyip Erdoğan’dan sonrası ne olacak?” sorularına ise, “Millet kimi isterse o olacak. Ayrıca bir şey daha söyleyeyim. Ben bu milletin yanlış, absürt, abartılı kesimlere yüzde elliden fazla oy vereceği kanaatinde değilim.

Millet Tayyip Bey’den sonra da kendi liderini bulacaktır. O yüzden hiçbir endişem yok” diyerek cevap verdi.

Akşam gazetesinin sorularını yanıtlayan Turan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Referandum için Cumhurbaşkanı meydanlara indi. Kampanyalarda başladı. Meydanların nabzını nasıl buldunuz?

Bakınız Tayyip Bey özel bir lider. Referandumla ile ilgili süreçte baktığımızda tabiri caizse Tayyip Bey değil de meydanlar konuşuyor. Elazığ’daki o halkın sokakları doldurmuş olması Malatya’da , Antep’te sadece meydanlar kalabalık değil. Sokaklar,evlerin önü dolu. Bu çok kıymetli bir değer. Seçimden bir tık üstte bir hava var meydanlarda.

Siz seçmen bizi anladı diyorsunuz ama seçmen neyi oylayacak bilmiyor diyen kesimler de var.
Bir kere bunu diyen izan sahibi değil . Biz derdimizi ortaya koyduğumuzda hep milletten olur aldık .18 maddenin tek tek okumuş bunu bilmiyormuş başka tartışma konusu. Paket daha çok yeni, okunur anlaşılır vs. ama esas derdimizin ne olduğunu net anladığı kanaatindeyim. Yani bu ülkenin 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan havasının üzerine kurulan siyaset tarzının MHP ile beraber ortaya konan reaksiyonun karşılığı olur bence toplumda

Burada da bir tartışma var. Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan sonra ne olacak sorusu. Ya akıl nizam sahibi birisi gelmezse başa?

Bu sistem çok garip ne deve ne kuş. CHP’nin söylediği bu tarz bu yaklaşım halka güvensizliğinin bir örneği. Çünkü bu topluma biz güvenmek zorundayız. O yüzden Tayyip Bey’den sonra ne olur değil halk ne derse o olur. Millet kimi isterse o olacak. Ayrıca bir şey daha söyleyeyim. Ben bu milletin yanlış, absürt, abartılı kesimlere yüzde elliden fazla oy vereceği kanaatinde değilim. Millet Tayyip Bey’den sonra da kendi liderini bulacaktır. O yüzden hiçbir endişem yok.
Endişemiz şu; Çok garip bir sistem var. Ne deve ne kuş. Birçok krizin olma ihtimali var. O yüzden biz Tayyip bey sonrası sistemin daha kıymetli olduğu kanaatindeyiz. Şu an biz bunu güçlü Ak Parti güçlü lider Tayyip Erdoğan ikilisi ile aştığımızı düşünüyoruz.

Peki bu endişeniz yeni sistemde Cumhurbaşkanı başka bir partiden hükümet başka bir partiden olsa yaşanmaz mı? Sistem tıkanmaz mı?
Neden tıkansın. Farklı kültürlerden olsa ne olur ki. Birisi yasama ile ilgili iş yapacak birisi yürütme ile ilgili işi yapacak. Hatta belki de bu bizim için tecrübe olacak.

Cumhurbaşkanı yürütme faaliyeti yaparken başka bir partiden olan meclis çoğunluğu belki daha sert denetleyecek . Bu problem değil.
Aynı partiden olursa da kuvvetler ayrılığı noktasında bir kuvvetler birliği söz konusu olacak deniyor

Soruyu tersten soralım şu anki sistemde nasıl? Şu an meclisin içinde AK Parti içinden seçilen hükümet yok mu bakanlar yok mu? Ben vekilim yarın bakan olurum diye talebim olabilir mi olabilir. Şu an da asıl kuvvetler ayrılığına halel gelmiş bir yapı var. Ama yeni dönemde bence tam ayrılacak. Yargı zaten ayrı bir erk. Yani şu an diyorlar ki AYM üyelerini Cumhurbaşkanı atayacak Soruyu ben size sorayım şu an nasıl oluyor? Şu anki AYM üyelerini Cumhurbaşkanı atamıyor mu? O zaman yeni bir durum yok. Ama şu var Cumhurbaşkanı beş artı beş en fazla on yıl seçilebiliyor. Ama AYM üyeleri 12 yıl seçilebiliyor. Yani atayan kişiye göre karar vermek diye bir şey olmaz. Atarsınız mahkeme üyesini önündeki mevzuata göre karar verir. Kendisini atayan kişiye hep kıyak geçecek tarzı bir güvensizliktir
Bu sistemle tek adam yönetimi kuruluyor deniliyor

% 50’den fazla oy olmak zorunda olan ve 5+5 şeklinde iki dönem seçilebilecek birinin tek adam olmasına imkan yok. Kaldı ki; Meclis kanun yapımı ve denetim yolları ile hükümeti denetleyebilecek. Kendi bütçesini yapamayan birinin tek adam olmasına imkan var mı? Meclis’in bütçeyi kabul etmeme hakkı var. Uzlaşma olmazsa ne olur? Kaşılıklı seçime gidilir

Gensoru ve güvenoyu neden kaldırıldı?

Çünkü bunlar parlamenter sistemin doğasında var. Çünkü yürütme yasamanın içinden çıkıyor.Buna onay vermek yasamanın elinde. Ama yeni sistemde halk yürütme için direkt oy verecek. Dolayısıyla yasamanın onayına ihtiyacı yok.
Anket sonuçları yayınlanmaya başladı. Size gelen anketler ne diyor?
Şu an evet ile ilgili hiçbir sorun yok. Anketler ne derse desin biz son güne kadar işimizi sıkı tutacağız daha çok oy almaya çalışacağız. Bizim için şu an evet mi hayır mı tartışması yok. Evet yüzde kaçla çıkar tartışması var. Evet daha üst seviyede çıkmazsa bir başka anlayışı ortaya koyacak o yüzden biz evetin çok olmasını istiyoruz.

Yüzde 20 kararsızlardan bahsediliyor ve bunların içinde kadınlarla işsizlerin kararsız olması enteresan geldi bana

Yüzde 20 kararsız olduğunu düşünmüyorum

Gördüğüm aslında olağanüstü kararsız falan yok ortada. Net kararını vermiş durumda. MHP’nin içinde karşı cenahta yer alan insanlar var o önümüze konan sorun olarak gösteriliyor. Ama onun kadar belki CHP ve HDP’de mevcut yönetime kızan ve mevcut yönetime kızdığı için evet demek isteyenler var onu da görüyorum. Dolayısıyla Anadolu illerine baktığımızda öyle çok büyük kararsız yok. Tabi her seçimin kararsızı vardır bu kararsızlar için de daha çok kampanya yapılır daha çok izahta bulunulmaya çalışılır ama yüzde 20 olduğunu düşünmüyorum. AK Parti kurulduğu günden bu güne kadınlar gençler hep özel bir yer teşkil etti. O yüzden bizim kadınlarla ilgili çok farklı bakış açımız var. Kadınlar arasında evetin daha az olduğu iddiasını da doğru bulmuyorum belki kadınların daha hassas olduğunu daha duygusal olduğunu hatırlatarak anayasanın görüşmeler sırasında meclisteki tablodan rahatsız olduklarını düşünüyorum. Ben kadınların bizi daha iyi anlayacağını daha fazla evet diyeceğine inanıyorum.

AK Parti Anamur Gençlik kolları Başkanı Hasan Baki, “Atatürk için keşke olmasaydı Türk’e benzemiyor” dedi. Daha öncede Ak parti İl Başkan Yardımcısı Ozan erdem “referandumdan evet çıkmazsa iç savaş çıkar” konuşması yaptı. Bu açıklamalar için ne diyorsunuz

Ak parti hata yapınca bedel ödetelim CHP yapınca susalım.

AK Parti Türkiye’nin en büyük siyasi hareketi ve çok büyük bir teşkilat. Bu teşkilat içinde zaman zaman hata yapanlar veya kötü niyetli insanlar olabilir. Zaman zaman bazı arkadaşların büyük bir gaf yaptığını üzülerek görüyoruz. Bizim Manisa’daki bir üyemizin konuşmasındaki bir hatadan dolayı aynı gün genel merkezimiz toplantı kararını verdi ve istifasını aldılar yetmedi yargı adım attı savcılık soruşturma başlattı. Yani hem hukuki hem siyasi olarak bedel öğrettik arkadaşımıza. Ama elimizde örnekler var. Kılıçdaroğlu’nun aynı ifadeye çok yakın “kan dökmeden başkanlık olmaz” ifadesi var. Bakın Manisa’daki CHP’li Tur Yıldız Biçer “iç savaş arifesindeyiz” demiş. Bizim üyemizin söylediğinden ne farkı var bu ifadenin. CHP’li vekile CHP’nin herhangi bir adım atığını duydunuz mu? Basının yargının adım attığını duydunuz mu böyle bir şey yok ben buna isyan ediyorum. AK Parti’nin herhangi bir üyesi bir hata yaptığı zaman hem siyasi olarak hem hukuki olarak hem basın olarak bedel ödeteceğiz ama CHP’nin vekilleri bunu söylediği zaman kimse elini atmayacak ben bunu doğru ve adil bulmuyorum.

PKK-FETÖ’nün hayır diyeceği üzerinden hayır diyen teröristtir tartışması başladı. Hükümet kanadı bu söylemin doğru olmadığını söylüyor muhalefet öyle diyorlar diyor.

Bu konu manipüle ediliyor. Seçmene iki tercihte bulunma hakkı tanınmışken tercihinden ötürü seçmeni terörist ilan etmek mümkün mü? Ak parti asla böyle bir dil kullanmaz. Burada hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan bir tespitte bulunuyor. Bakın başbakanımız hayır diyenler haindir demedi. Bizim hükümetimiz terör örgütleri hayır diyor dedi. Bu yanlış değil ki, yalan değil ki. Terör örgütleri hayır diyor. Söylemeyelim mi FETÖ’nün PKK’nın hayır dediğini. İyi niyetle hayır diyeni uyarmaya çalışıyoruz

Şu tartışma da var referandumdan evet çıkarsa 2019 senesine kadar biz hangi sistemde olacağız yani Parlamenter Sistemde mi olacağız Cumhurbaşkanlığı Sistemine mi geçeceğiz?

İşin esası zemin kurulmasıdır şu anki sistemde seçilmiş iki tane liderin olması risk diyorum ya ama eğer bu seçim yapılırsa bu risk azalacak. Bundan sonraki sayfa uyum yasalarıdır. MHP ve diğer partilerle bir araya gelinir en demokratik ölçülerde bunlara bakılır ama işin esası referandumdan çıkacak sonuçtur işin adının konmasıdır.

-Seçim kanunu ve bunun gibi başlıklarda diyelim ki MHP ile anlaşılamadı o zaman ne olur?
Referandumunda MHP ile anlaşmışsak buna bağlı olarak haydi haydi anlaşırız. Evet çıktıktan sonra Türkiye’nin rahatlayacağını herkes görecek. O yüzden sadece MHP ile değil ümit ederim diğer iki partiyle de bir araya gelip seçim kanunu iç tüzük vb diğer önemli kanunları beraberce çıkarabiliriz.
Yol arkadaşım dediğinizin MHP içerisinde muhaliflerin Akşener, Özdağ, Oğan gibi hayır kampanyalarını görüyoruz. Bu MHP seçmenini etkiler diye korkuyor musunuz?

Her partinin tabanında etkilenme potansiyeli vardır. CHP’de de AK Parti’de de MHP’de de var. MHP şu an kendi alanı içinde bir kriz yaşadı fakat bu krizi büyük oranda aştı dolayısıyla kongrede sonuç alamayanların referandumundan sonuç alma iddiasında bulunması samimiyetten uzak. Sn Bahçeli’yi MHP’den uzaklaştırma iddiasından başka bir şey değil. Onlara MHP de yer olmadığından dolayı bu Sn. Bahçeli olmadan nasıl bir adım atarız derdindeler. Hayır çıkması halinde Bahçeli’nin de yorulacağını düşündükleri için hayır diyorlar.

Hayır çıkarsa sorusunu değerlendirdiniz mi?
Milletin kararı başımızın tacıdır.

Ne olur?

Hiçbir şey olmaz. Şu an ne oluyorsa o olur. Bunu anlatamamış oluruz eksik anlatmış oluruz. Eksik anlattığımızdan dolayı kendimizi hesaba çekeriz. Çünkü bu derdimiz önemli bir dert. Biz Türkiye’nin geleceğinde hükümet krizleri olmasın tekrar 28 Şubat’lar, 15 Temmuz’lar olmasın 80 darbesindeki 184 turlu cumhurbaşkanlığı seçimleri olmasın diye bunu önerdik.

140 yıllık parlamenter rejim son bulmamalı diyenler var.

Külliyen yalan. 1877’de Meclis’i Mebusan açıldıktan birkaç ay sonra kapatıldı ve 30 yıla kadar da kapalı kaldı. 140’ın otuzu geçti. Sonra ittihat Terakki yılları var.1950’de ancak demokrasiye geçtik ama ondan sonrada her 10 yılda bir darbe oldu. Bir on yıllık parlamenter rejim var doğru düzgün işleyen. O nedenle bunu sakin değerlendirdiğimizde halkımıza anlattığımızda bu derdimizin iyi anlaşılacağını düşünüyorum ben. 140 yıllık parlamenter deneyimimiz yok sürekli kavga eden cumhurbaşkanları var.
Bir iddianız var CHP’nin başkanlık sistemi ile yönetildiğini düşünüyorsunuz. Dayanağınız nedir

Bakın CHP esasında sistemi inceleyipte düşündüğünden değil Ak parti ‘den dolayı hayır diyor.Siyaset üretemediğinden dolayı da Ak parti karşıtlığı üzerinden siyaseti dizayn etmeye çalışıyor. Bu yüzden baktığınızda CHP’lilerin eski tarihlerde başkanlığa evet dediğini biliyoruz. 2008 yılında yaptıkları kongrede önemli bir değişiklik yapıyorlar. CHP’nin genel başkan yardımcıları parti meclisİne karşı sorumluyken ve parti meclisi oyuyla seçilirken 2008 değişikliğinden sonra artık genel başkan yardımcılarını genel başkan atıyor ve genel başkana karşı sorumlu oluyorlar. Bakın bu tam başkanlık demek işte. Aslında Türkiye’nin başkanlık sistemin geçmesinden önce Chp başkanlık sistemini kullanmış oluyor.

CHP’li Levent Gök 15 Milyon gence yazılacak mektubun faturasını sordu nasıl ödenecek diye.

CHP Adana vekilinden rica edelim de ödesin. Şaka bir tarafa bu mektuplar Gençlik kollarımız tarafından elden dağıtılıyor. Ak Parti’de ki gönüllü siyaset anlayışını Sayın Gök bilmediği için ona tuhaf gelebilir ama bizim yılmaz savunucularımızı bilenler için normal bir durum
Milletvekili sayısının 600’e çıkmasının sebebi ne? Gereksiz bir maliyet diyor muhalefet.
Vekil başına düşen seçmen sayısında hala Avrupa’nın gerisindeyiz. Buna bir ayar vermek gerekiyordu. Bunu israf olarak değerlendirmek darbecilerin bakış açısıyla aynıdır. Tam tersine millet iradesi daha fazla Meclis’e yansıyacak.

18 yaş konusunda Sayın Kılıçdaroğlu kendi çocukları için istiyorlar ifadesini kullandı.

Dünya’nın gelişmiş ülkelerine baktığımızda hemen hemen çoğunda 18 yaşın seçme seçilme yaşı olduğunu görüyoruz. Türkiye’de 30’ken biz 25’e indirdik. Bununla ilgili zaten iddiamız vardı. Şimdi siz seçme hakkı veriyorsunuz ama seçilme hakkı vermiyorsunuz. Bunun doğru olmadığını düşünüyoruz. Fakat Kılıçdaroğlu’nun bunu kendi çocukları için istiyorlar söyleminin çok şık olmadığını düşünüyorum. Çok sığ bir yaklaşım olduğunu ve gençlere hakaret olduğunu ve kendi siyaset hayatında kötü bir hatıra olarak kalacağını düşünüyorum. Çünkü bu konuda bizim niyetimizin ne olduğunu belli. Biz 25-26 yaşında vekil koyduk hangimizin çocuğuydu.
İdam tartışması kaldığı yerden devam ediyor gibi gözüküyor
İdam bizim ceza kanunumuzda kaldırılmıştır. Bunun için toplumuzun büyük beklentisi olduğunu biliyorum. Bunu iyi tartışmak lazım. Çünkü kaş yapalım derken göz çıkartmayalım. İdamın Türkiye’de uygulanmasının muhtemel riskleri var. Yanlış karar verme ihtimali gibi.Daha da ötesi Gülen’in iadesi meselesi. Türkiye’de idam tartışılıyor dolayısıyla Türkiye’ye vermeyelim dedi bazı uluslararası hukukçular. Eğer sonuç alacaksak idamın gelmesinden ben de yanayım ama Türkiye’ye ayak bağı olacaksa, idamı istenen kişilerin iadesine engel olacaksa bunu iyi tartışmak lazım.