2012 Ramazan Bayramı Tebrik Mektubu

2012 Ramazan Bayramı Tebrik Mektubu

Sevgili dostumuz,
Demokratik ülkelerde bilgi edinme hakkı vazgeçilmezdir.
Bu hakkın kullanılmasını sağlamak en başta milletin kendi içinden seçtiği temsilcilerin görevidir.
Siyasiler yaptıkları yasama ve yürütme faaliyetleri hakkında, teveccüh gösterip kendilerini bu görevlere layık bulan, aday gösteren, destekleyen teşkilat ve çalışma arkadaşlarını; seçimlerde kendilerine oy veren değerli seçmenlerini, kendilerine oy versin ya da vermesin temsilcisi ve ferdi oldukları milleti-toplumu bilgilendirmek durumundadırlar.
Sevgili dostumuz,
Malumunuz olduğu üzere, 12 Haziran 2011 seçimlerinde aziz milletimiz büyük bir vefa ve hakşinaslık destanı yazarak, AK Parti’mizi üst üste üçüncü kez tek başına iktidara taşıdı. Türk siyasi tarihinde hiçbir lider ve partiye nasip olmayan bu başarı Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti’mize nasip oldu ve ustalık dönemi başladı.
Zaman zaman gündelik kısır çekişmelerin ve manipüle edilmiş medyatik tartışmaların gölgesinde bırakılmaya çalışılsa da, halkımız, AK Parti Meclis Grubumuzun bu süreçte kendi emanetine layık bir duruş ve performans sergileyip sergilemediğini takdir edecektir.
Partimiz, bir yandan vesayetçi anlayışın on yıllar boyunca biriken tortularını kırmaya çalışırken, diğer yandan ülkemizin ve milletimizin hak ettiği daha güzel bir geleceği, daha aydınlık yarınları inşa etme görevini büyük bir kararlılık içerisinde sürdürdü.
Göreve geldiğimizden itibaren sizlerle olan iletişimimizi devam ettirmeye gayret ediyoruz. Bunu kimi zaman kişisel görüşmelerimizde, kimi zaman da toplantılarınıza katılarak yapmaya çalışıyoruz. Yasama yılının sona ermesiyle birlikte geride kalan bir yılın muhasebesini yapmayı amaçlayan bu mektubu sizlere göndermek arzusundaydım. Gelen Ramazan Bayramı’nı da vesile kılarak hem bayramınızı kutlamak hem de sizlerle dertleşmek, faaliyetlerimizi paylaşmak istedim.

Öncelikle sizlerin ve ailenizin bayramını tebrik ederim.

İnsanı kötülükten uzaklaştıran, sabretmenin önemini bildiren, zenginliğin ve fakirliğin birbiriyle ilişkisini anlatan, yardımlaşmanın ve güzellikte yarışmanın erdemine yaklaştıran bu kutlu ayın ardından gelen bu kutlu bayramın unuttuklarımızı hatırlamaya, küstüklerimizle barışmaya, elimizde olanı paylaşmaya vesile olmasını dilerim. Ramazan Bayramı’nızı en içten duygularla kutlar; sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler geçirmenizi, günlerinizin bir bayram şenliğiyle dolmasını ümit ederim.

Sevgili dostumuz,

Geride kalan bir yılı aşkın süre içerisinde AK Parti’miz hepsi de birbirinden önemli değişiklik ve iyileştirmeler getiren onlarca kanun değişikliği gerçekleştirmiştir. Sizlerin de en az bizler kadar yakından takip ettiği bu yasama faaliyetlerinden bazılarını kayda geçsin diye sizlerle paylaşmayı görev biliyorum.
Bedelli Yasası’ndan cezada orantılılık ilkesini esas alan Spor Yasası’na, emeklilerimizin haklarında önemli iyileştirmeler sağlayan İntibak Yasası’ndan Adli Sicil Kanunu’na, borçlu vatandaşlarımıza ödeme kolaylıkları getiren Amme Alacakları Kanunu’ndan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi’ne, Eczacılık Yasası’ndan işçi statüsünde çalışan vatandaşlarımızın haklarını koruyan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’na, Çek Yasası’ndan bireysel emekliliğe, 2/B orman arazilerinin durumundan turist rehberliğine pek çok temel konu bu yasama yılında yapılan düzenlemelerle ele alındı; toplumun ve bireylerin menfaatleri yönünde değiştirildi, geliştirildi.
Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair kanun, devlet memurlarına Toplu Sözleşme hakkı tanıyan Kamu Görevlileri Sendika Kanunu, Korsan Taksiciliğin Önlenmesi, birinci derece yakınları ağır hasta olan tutuklulara helalleşme izni veren Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Kanunu’ndaki değişiklik, cami ve Kur’an kursu yaptıranlara vergi muafiyetini de kapsayan Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunda değişiklik düzenlemesi bu bir yılda gerçekleştirilen çalışmaların bazısıdır.
TMSF ve Türk Akreditasyon Kurumu başta olmak üzere yapılan yeni düzenlemelerle ekonomik yapımız daha güçlü hale getirilmeye çalışıldı, standardizasyon ön plana çıkarıldı. TBMM’nin kendi idari yapısı başta olmak üzere, MİT gibi önemli kurumların kanunlarında bu kurumların işlevlerini daha kolay ve işlevsel olarak yerine getirebilmelerine imkan sağlayacak iyileştirmeler yapıldı. Cumhurbaşkanımızın seçilmesi ve görev süresi ile ilgili kafa karışıklığı giderildi. Yıllardır çözülemeyen bir sorun olan yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın oy verme hakkı nihayet çözüldü. Harp Akademilerine alınacak ve kurmay olarak yetiştirilecek subaylarda ‘Eş Kriteri’ kaldırıldı. Dul kadınlarımıza maaş bağlandı.

Buradan tekrar duyurmak isterim ki, sizlerin bizlere ilettikleri bir sorun daha çözüme kavuşturuldu. Vatandaşlarımızın, çok düşük ücretlerle de olsa da çalışmaları nedeniyle, Sosyal Yardımlaşma Vakfı fonundan yararlandırılmaması ciddi sorundu. Bundan böyle düşük gelirli vatandaşlarımız, bir kurumdan maaş alsalar bile Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nın yaptığı yardımlardan yararlanabilecek.
Bunların yanı sıra, vatandaşlarımızın ve ülkemizin uluslararası itibarını artıran onlarca uluslararası sözleşme onaylandı. Eğitime verilen önemin bir göstergesi olarak birçok yeni üniversite kuruldu.
Kültürümüzde de zaten olan ve başarılı sosyal örnekleri görülen ‘arabuluculuk’ bir hukuki müessese haline dönüştürüldü. Türk Hukuku’na ‘Arabuluculuk Sistemi’ getirilerek, özel hukuktan kaynaklanan birçok anlaşmazlığın mahkemeye gitmeden çözülmesinin önü açıldı. Para ve zaman tasarrufu sağlanması amaçlandı.

Uzunca bir süredir özlemle beklenen Kamu Denetçiliği Kurumu nihayet işlerlik kazandı. Yıllardır tartışılan İnsan Hakları Kurumu bu dönemde kuruldu.

Bu dönemde farklı Yargı Paketleri Genel Kurul’dan geçirilerek, yüzlerce sorunlu maddenin revizesi sağlandı. Yargı hizmetlerinin daha adil ve hızlı verilmesi için gereken alt yapı hazırlandı. Bunlardan sonuncusu olan 3. Yargı Paketi’nde, İcra İflas Mevzuatında, Ceza Mevzuatında, İdari Yargı Mevzuatında ve Basın ve İfade Hürriyeti gibi önemli başlıklarda çok sayıda değişiklik yapıldı.
Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen yasayla, eğitim sistemimiz dünyadaki gelişmelere ve ülkemizin şartlarına uygun olarak yeniden yapılandırıldı. İmam-Hatip meslek okullarının orta kısımları açıldı. Ortaokulların müfredatına Kur’an-ı Kerim ve Siyer seçmeli ders olarak eklendi.

Elbette, geçtiğimiz dönemde yaptığımız yasama faaliyetleri bunlardan ibaret değil. Sizleri ayrıntıya boğmamak için, genel gidişatı, temel eğilimlerimizi ve çalışma tempomuzu bazı örnekler ortaya koymakla yetindik.

Sevgili dostumuz,
Malumunuz olduğu üzere Meclisimiz ayrıca çok hayati konularda komisyonlar oluşturarak çalışmalar yapmaktadır. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonumuz, demokrasi tarihimizde bir yüz karası olan darbelerin karanlık yönlerini aydınlatmayı amaçlayan bir çabanın içerisindedir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti ortaya çıkarmayı ve önlemeyi amaçlayan komisyonumuz çalışmalarına başlamıştır. Kurulan bir diğer komisyon İnternetin Çocuklar, Gençler ve Aileler Üzerindeki Etkilerini ortaya koymayı amaçlayan geniş kapsamlı bir araştırma yapmaktadır. Meclisimiz ayrıca Üstün Zekalı Çocukların Araştırılması konusunda da bir komisyon kurmuş ve çalışmalara başlamıştır.

Şüphesiz bunların da ötesinde ülkemizin gelişmesini ve ilerlemesini sağlayacak; toplumsal çekişme ve çelişkilerin önüne geçecek, daha çağdaş, demokratik, katılımcı ve çoğulcu yeni bir anayasa yapımı sürecimiz bütün hızıyla sürmektedir. Bu yeni anayasa Cumhuriyet tarihimizde ilk kez sivil bir iradenin öncülüğünde yapılacak ve ilk sivil anayasa olacaktır.

Bütün siyasi partilerin temsilcilerinden oluşan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’muz ‘katılım’, ‘veri toplama’ ve ‘değerlendirme’ aşamalarını tamamlamış ve ilkelerin belirlenmesi ve ‘metin oluşturma’ aşamasına geçmiştir.

Sevgili dostumuz,

Dünya bir ateş çemberi içerisinde yanıyor. Ekonominin sağlamlığıyla övünen Batı Avrupa ülkeleri bile birer birer iflaslarını açıklamaya başladılar. AK Partimiz, dirayetli ve akıllı yönetimiyle ülkemizi bu çemberden alnının akıyla çıkarmayı başarmıştır. Türkiye bugün IMF’nin kapısında yatıp kalkan ve gittikçe borç batağına saplanan bir ülke olmaktan çıkmış, IMF’nin akıl danıştığı bir ülke konumuna gelmiştir. IMF’ye olan borcumuz 2013 yılında son taksitin de ödenmesiyle bitecektir. Feleğin cilvesine bakın ki şimdi IMF’nin kendisi Türkiye’den borç ve kredi ister duruma gelmiştir. AK Parti’mizin iktidara gelmesinden önce, çok değil 10 yıl önce, 1 milyar dolar için IMF kapıları aşındırılırken, şimdi Türkiye kapıları aşındırılan ve borç istenen bir ülkedir. Hatta, bu çerçevede yapılan anlaşmayla IMF’ye 5 milyar dolar borç verilmesi planlanmıştır.

Sevgili dostumuz,
Son genel seçimlerde, milletimizin teveccühüyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Milletvekili olarak görev aldık. Bizler biliyoruz ki, makamlar, mevkiler ve sıfatlar geçicidir, önemli olan düşünce ve eylemlerdir. Mühim olan bu gök kubbede baki kalacak hoş bir seda bırakmaktır.
Bu yollarda sizlerle ve milletimizle beraber yürümeye nefes aldıkça devam edeceğiz. Aziz milletimizin ve sizlerin meclisteki gören gözünüz, işiten kulağınız, söylenen sözünüz olmaya gayret edeceğiz. Bize verilen bu temsil vazifesini en layık olduğu şekliyle yerine getirmeye gayret edeceğiz.
Mektubumu bitirirken bu günlere birlikte ulaşmamızı nasip eden Rabbimize şükreder, vefakar desteğiniz için sizlere teşekkür eder, sabrın ve çalışmanın ödülü olan nice bayramları birlikte kutlamayı dilerim.
Saygılarımla.